Menü

TR / EN

2 Nisan 2013 Salı

Renkler 4



 

Etiyopya’da rengarenk hasır tabaklar

Kandinsky, Concerning the Spiritual in Art ( 1911 ) adlı eserinde iletişimsel ve çağrışımsal olarak en güçlü ifade elemanının renk olduğunu söylüyor. Her rengin ayrı bir his yarattığını, böylece duygularımızla iletişim kurduğunu, her rengin mistik ve müzikal bir karakteri olduğunu, rengin ruhu titrettiğini, ruha dokunduğunu söylüyor. Ruhun eğitimi için renklerin ve renklerin insan üzerindeki etkisinin incelenmesinin gerektiğini düşünen Kandinsky, Soğuk – Sıcak ve Açık – Koyu olmak üzere her renk için  dört temel özellik belirliyor. Biçim ve Renk Teorisi’nde temel şekiller ( nokta,çizgi,yüzey, açı,üçgen,dörtgen ve kare ) ile temel renkleri ( siyah, beyaz, gri, kırmızı, mavi yeşil, sarı, turuncu ve mor ) ele alıyor. Kandinsky’e göre  geometrik  şekiller, renklerin çerçeve içine alınmasını sağlıyor ve bu yolla renklerin organik bir görünüm kazanmasına yarıyor.

Kandinsky’ye göre siyah gelecek ümidi olmayan sonsuz sessizlik  ve  ölümün, karanlığın, hareketsizliğin, hüznün sembolü.

Beyaz, aydınlığı, neşeyi, lekesizliği, doğumu  ve iyiliklere gebe bir sessizliği temsil ediyor. Beyaz, siyaha zıt olan renktir ve ölüm, bilinmezlik ve soyutluk gibi kavramlardan tamamiyle uzaktır. İzlenimciler beyazı bir renk olarak kabul etmezler. Onlara göre tabiatta beyaz yoktur. Ayrıca  doğumdan önceki hiçliktir.


Gri, siyah ve beyazın karışımıdır ve bu, her iki rengin içeriğini oluşturan zıt motiflerin bir sentezidir. Sessiz ve hareketsizdir, umutsuz bir bekleyiştir.

Kırmızı, sıcaklık, hareket, güç, enerji, yönelim, kararlılık, coşku, zafer ifade eder.

Mavi, soğukluğu, rahatlığı  çağrıştırıyor ve Kandinsky tarafından gökyüzünün rengi, sakinlik unsuru ve hüznün motifi olarak içeriklendiriliyor. Mavinin tonu açıldıkça daha sakinleştirici oluyor, rengi açıla açıla beyaza, mutlak sakinliğe ulaşıyor. İçe dönük enerji diye tanımlanıyor.


Mavi ile sarının karışımı yeşili verir. Yeşil en dinlendirici renktir. Ama bir süre sonra sıkıcı olabilir. Renklerin burjuvasıdır, kendinden emin ama pasif, hareketsiz ve dardır. Yaz mevsiminin rengidir, kışın fırtınasından ve ilkbaharın enerjisinden yoksundur. Güvenilir karakter yansıtır.

Sarı, hareket ve insanlara yönelimin, dünyevi olanın ve tinsel sıcaklığın motifidir, dışa yayılan enerjidir.


Butan’da rengarenk kalabalık

Turuncu, Kandinsky’de insanlara karşı derinden hissedilen “kırmızımsı çekim gücünü” sembolize ediyor.

Mor ise içinde “insanlardan uzaklaşma yönelimini” barındıyor. Mistik ve ağır başlı. 


Kahverengi (sarı+kırmızı+mavi) , sorumluluk sahibi, koruyucu,sağlam, güven verici üretken karakter yansıtır.

Sıcak renk için sarıyı, soğuk renk için ise maviyi örnek verdikten sonra, sıcak renklerin çekici, soğuk renklerin itici olduğunu söyler.

Kandinsky renklerin yarattığı ruhsallığın kontrasta dayandığını yazdıktan sonra dört kontrastı sıralar: Sarı ile mavinin dinamik, siyah ile beyazın statik, kırmızı ile yeşilin ve turuncu ile morun kontrastı.  


Point and Line to Plane (1926) adlı eserinde renk ve şekiller üzerinde bir arayış içinde olan Kandinsky, kırmızıyı kareyle, sarıyı üçgenle ve maviyi daireyle özdeşleştirir, farklı renk ve şekil kombinasyonlarında izlenim ve duygular üzerinden bir senteze gitmeye çalışarak, kırmızı bir daire, yeşil bir üçgen veya siyah bir kareyi tasavvur eder ve ölüm ile coşkuyu, hareket ile hüznü, sessizlik ve karamsarlığı birbirine yaklaştırmanın olasılığı üzerine çözümlemeler yapar resimlerinde.

Her sanatın özünde aynı temel ögelerin olduğunu savunan Kandinsky, görme ve işitmenin özdeş olduğunu, resmi beş duyumuzla algıladığımızı düşünüyor. Müziğin aracının tınılar, resmin aracının renkler olduğunu belirtip, müziksel bir tınının belli bir renk çağrışımı yarattığını, rengin duyulup, sesin görüldüğünü söylüyor. Mesela sarıyı giderek güçlenen bir trompet ya da fanfar sesi ile tanımlıyor.

"Sarı tını", sarı leke, müziğin ressamın üzerinde bıraktığı etki,onda uyandırdığı duygulardır, diyor. Açık mavi, sonsuz derinliklere doğru aşağı çeken gücüyle flüt sesini; viyolonselin derinleşen, kontrbasın olağanüstü derin tonu ve nihayet orgun en pes seslerinde mavinin derinliklerinin görüldüğünü; yeşilin kemanın orta ve geniş tonlarını karşıladığını; kırmızının güçlü davul vuruşları etkisi yaptığını savunurken siyahı, tınısı en az olan renk diye tanımlıyor.

Kandinsky’e göre sadece rengin değil, her biçimin de tınısı vardı, noktanın tınısı sessizlikti. Noktanın müzikteki karşılığı kısa, kesik tınılar, davul vuruşu idi.


Skriabin, özdeş gördüğü renk ve tınılara ayrıca bir de içerik yüklüyordu. Belli renk-ses bütünü aynı zamanda belli bir ruh halinin ifadesiydi. Hangi renklerin hangi ruh hallerini çağrıştırdığına ilişkin bir çizelge hazırlamıştı. Matisse de renklerle oynamayı, müzikte akorlarla oynamaya benzetmiş, renkleri duygularını dile getirebilmek için kullandığını ifade etmişti. Ama algılar görene ve duyana göre değiştiği için herkes tarafından kabul görecek bir tablo oluşturmak mümkün değil. Yine de bu türden ciddi çabalar harcandığını belirtmeden geçmek de bizim için söz konusu olamazdı.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder