HAMUR İŞLERİ
Orta
Asya kökenli, Tatar diye anılan Türk boylarının mutfağında hamur işleri
ağırlıktadır. Çin’in tahıl ağırlıklı beslenmesinden etkilenerek, Çince mantu
sözcüğünden gelen mantının suda haşlanan türü, 'Tatar böreği’ diye
anılmaktadır.
İÇECEKLER
Şarap
ve bira Sümerliler zamanından beri biliniyor. Bira buğday ve arpadan, şarap
hurmadan yapılırdı.
Yabani
üzüm ilk kez Kafkaslar’da, İÖ 5000 civarında ortaya çıktı. Üzüm İÖ 3000
civarında Mezopotamya’ya oradan da Mısır’a gitti. Şarap İÖ 1. yy da Antik
Yunan’ın etkisiyle kitlelerin içkisi haline geldi. En iyi şaraplar Midilli,
Sakız ve Sisam adalarından gelirdi. Şarap amforalarda saklanırdı. Amforada
bekleyen şarap koyulaştığı için su katılırdı.. İÖ 121’de İtalyan şarapları öne
çıktı. Miletli kadınların şarap içmesi yasaktı.
Çin’den
alınan darı Türkler’ce çok sevilmiş, darı şarabı olan boza günümüze kadar
gelmiştir.
Kırgızca yazılmış Manas Destanı’nda kımız (kısrak sütü) çeşitleri ve
ayrandan söz edilmektedir.
Marco Polo Türklerin her öğünde çeyrek litre at kanı içtiklerini yazar. Kanı ya olduğu gibi ya süte katarak içtiklerini
veya pıhtılaştırıp ızgara yaptıklarını söyler. İngilizlerin ‘black
pudding’i de
pıhtılaşmış domuz kanından yapılmış bir sosistir. Türkler İslam dini kan içmeyi
yasakladığı için bu alışkanlıklarını bırakmışlardır, deniyor.
Kımız
Selçuklu dönemi boyunca Anadolu’da içilmiş, ancak Osmanlı döneminden önce bu
gelenek ortadan kalkmıştır.
Selçuklu sultanları içme sularının temiz ve iyi
kalitede olması konusunda çok hassastı. Suya şifa kaynağı olarak bakarlardı.
Selçuklular ve Osmanlılar, akar suyun pislik tutmayacağına, durgun suyun temiz
olmayacağına inandıklarından, Bizanslılar’dan kalan sarnıç sistemlerini
kullanmamışlardır.
Bugün
bizim bildiğimiz kahve 12. yy da Eyyübiler zamanında ortaya çıktı. İstanbul’a
kahve ilk kez 1543’te Yemen’den geldi. Hocalar keyif verici madde olduğu için
karşı çıktılar. Avrupa’nın kahve ile tanışması İstanbul’a gelen Venedikli
gemiciler sayesinde 16. yy da oldu. Papa karşı çıktı. Paris ve Viyana’da kahve
ile tanışma da Türk elçileri aracılığıyla oldu. Kahve Batı dillerine
dilimizdeki telaffuzu ile geçti.
Yunanistan’da yüzyıllardır Türk kahvesi olarak
bilinen kahvenin adı 1974 Kıbrıs Harekatı sonrasında Yunan Kahvesi olarak
değiştirilmiştir. Ünlü antikacılar Sotheby’s ve Christies
ilk ticari faaliyetlerine
Londra’daki Türk kahvelerindeki ufak odalarda başlamışlardı.
Çaya
gelince Güney Çin’den geri dönen Müslüman gezginler 9. yy da çaydan söz
etmektedirler. Hint çayının İran’a paketler içinde getirilmesi ise 13.
yüzyıldadır. 1610’da Avrupa’ya gelen ilk çay ilaç olarak kullanıldı. 19. yy da
Rusya’da çay içme alışkanlığı çok yayılmıştı, bize de bu alışkanlık Rusya’dan
gelmiştir. 20. yüzyılın ortalarından itibaren neredeyse kahve kadar
yaygınlaşmıştır.
Osmanlı
sarayında yemeklerde su ve şerbet içilmiştir. Ancak başka bir kaynak zengin
Osmanlı sofralarında su içilmediğini, hoşaf suyu ya da şerbet içildiğini
yazıyor.
Halk arasında en sevilen içeceklerin başında ayran
gelirdi.
İslamiyette sarhoşluk veren her şey yasaklanmıştır. Cennette vaat
edilen şarabın bütün zararlarından arındırılmış olarak sunulduğu yazılmıştır.
Rakı, Alp Dağları’nın güneyinde, Yakındoğu, Ortadoğu,
Kuzey Afrika yani Akdeniz’i çevreleyen ülkelerde içilir. Anavatanı Sicilya’dır.
Osmanlı’da tüketilmeye başlandığı tarih kesin olarak bilinmemektedir.
Gayrimüslim mahallelerinde meyhaneler bulunurdu, zaman zaman içki yasağı
çıkarılırdı.
Osmanlı döneminde Rumlara verilen alkollü içki (önce
şarap, sonra rakı) üretim ve satış izni azınlık evlerinin mutfaklarından meze
zenginliğini ve kültürünü bütün İstanbul’a yaymış.
SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ
Yoğurt, beyaz peynir, kurutulmuş yoğurt, toz yoğurt
İranlıların Orta Asya’dan alarak dünyaya yaydıkları ürünlerdir.
Orta Asya’da süt ve süt ürünleri çokça tüketilmekteydi.
Kırsak sütü (kımız), insan sütünden iki kat, inek sütünden ise dört kat fazla C
vitamini içerir. Yağı az, şekeri çoktur.
Orta Asya’da Türkler sütün kaymağını alıp, bunu
yoğurt ile mayalayıp ‘kurut’ yapıyorlardı. Bu, tarhananın atası olduğu gibi,
süt tozu ve hazır çorbaların da atası sayılıyor.
Türklerin mutfak düzeninin en kıdemli yiyecekleri yoğurt,
ayran, kurut, tereyağ, çökelek, kaymak gibi süt ürünleridir. Yoğurt 15-20 yy da
Anadolu ve İstanbul’da en çok kullanılan besin maddesidir. Kaymak Çinlilerin de
yaptığı bir üründür.
Batı Avrupa’da yoğurt, 1. Dünya Savaşı’ndan hemen sonra
tanındı, satışı ancak 2. Dünya Savaşı’ndan sonra yaygınlaştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder