Bu yazı ile amacımız Muhteşem Yüzyıl dizisinden bahsetmek
değil. Amacımız Koç Üniversitesi Yayınları’dan çıkan, özenli baskısı ve akıcı
dili ile bir üniversite yayınına yaraşan, Avrupa Edebiyatı, Tarihi ve
Kültüründe Hurrem Sultan adlı 13 makalenin yer aldığı kitaptaki bilgileri
Hurrem açısından olduğu kadar, hatta daha da önemsediğimiz;
- Görüşlerin
ve imgelerin çağın gereklerine göre nasıl değiştiğini,
- Oryantalizmin
geçirdiği aşamaları,
- Milliyetçilik
akımlarında nasıl fiktif ikonlar yaratılabildiğini Hurrem üzerinden sizlerle
paylaşmak.
Ayrıca bizde de güncel bir konu haline gelmiş olan
Hurrem’e farklı bir yönden bakabilmek. Ukrayna gezisinde Hurrem’in ne kadar
popüler olduğuna tanıklık etmiş, hatta bunca ilgiden biraz şaşırmıştık.
Yazımızı hazırlarken yararlandığımız makaleler: Avrupa’da
Roxolana, yazarı aynı zamanda kitabı derleyen Galina Yermolenko; Bir Türk
İmparatoriçesi Nasıl Ukrayna Kahramanı Oldu?, Oleksander Halenko; Bir
Metinlerarası Haz Bahçesi Olarak Roxolana’nın Anıları, Marina Romanetz.
Altı metre yüksekliğindeki sütun üzerinde, yerel giysiler
içinde gösterilen Roxolana figürü ise dört metredir.
|
Roxolana hakkındaki dedikodular Avrupa’ya Sultan Süleyman
ile evliliğinden sonra ulaştı, zihinlerde çeşitli portreler oluştu. On
altıncı yüzyılın ortasına gelindiğinde Venedikliler saray duvarlarını onun
hayali portreleri ile süslemeyi alışkanlık haline getirmişlerdi. Yapılan
tabloları Floransa, Viyana, Londra ve Paris müzelerinde yer almaktadır. Şehzade
Mustafa’nın infazı ile kötü nam sahibi olmuş, büyücülüğü ve Osmanlı geleneğine
aykırı olarak Sultan’ı nasıl kandırıp evlendiği anlatılır olmuştur. Şehzade
Mustafa’nın hikayesi zamanın en büyük sansasyonlardan biri olmuştu. İnfazın
anlatımı on altıncı ve on yedinci yüzyıllarda Avrupa tiyatrosunun popüler
konusu haline gelmiş, operası yapılmış, böylelikle Roxolana Avrupa’da tüm
evlere girmişti. Kardeş katli uygulaması ve çokeşlilik ile ‘’zalim Türk’’ ve
‘’şehvet düşkünü Türk’’ imgesi Avrupa’da yerleşti. On altıncı yüzyılın güçlü
kadınları Catherine de Medicis, Mary Tudor ve Elisabeth Tudor’un düzenin
bekasını sağlama ve yönetme yetenekleri sorgulanırken, Roxolana’nın Osmanlı
devlet işlerine yıkıcı etkisi kadınların ataerkil sistem açısından oluşturduğu
tehdidi simgeliyordu ve kadınların iktidarı ve egemenliği meselesinin iyice
irdelenmesine neden olmuştu. Avrupalılar Mustafa’nın hikayesinde güçlü
bir kadına karşı uyarı görmüştü. Güzel görünüşü, zehirli tabiatı, Süleyman’ın
düşüncesinin efendisi olmak, Osmanlı devletinin gerileyişine yol açmak,
acımasız bir entrikacı ve büyük bir baş belası olmak, aşırı kıskanç, ihtiraslı,
kara büyüden, ruh çağırmadan, aşk iksirinden yararlanan, acımasız, itaatsiz,
Mustafa’nın yanında yer alan kendi kızını da öldüren bir karakter olarak
iblisleştirilmişti.
On yedinci yüzyılda insanın hataları ve zaafları,
çektiği ıstıraplar Neoklasik estetiğin gereği tiyatro eserlerinde yerini
alınca, anne olarak kardeş katlinden duyduğu haklı korku, Mustafa komplosundan
sonra duyduğu pişmanlık işlenmeye başlamış, çelik gibi bir iradeye sahip,
akıllı, hesapçı, şehevi aşkın aşırı tutkularını cisimleştiren, ikiyüzlü ama
habis olmayan bir karaktere dönüşmüştür. Bazı eserlerde, merhamet sahibi bir
kraliçe iken kötü Rüstem tarafından komplonun içine çekilen bir kişi olmuş,
Mustafa’nın ölümünden zalim Osmanlı yasaları ve kader suçlu bulunmuştur.
Süleyman’a duyduğu aşk yüceltilmiş, sadık ve ıstırap çeken bir kadın olarak
gösterilmiş, ‘’Türk Tacının Pırlantası’’ diye tanımlanmıştır.
On yedinci yüzyıl sonunda İkinci Viyana
Kuşatmasının başarısızlığı ve Karlofça Antlaşması’nın imzalanması ile
Osmanlı’nın artık tehdit değil, gerileyen bir rejim olarak görülmeye başlanması
ile Roxolana imgesi tekrar değişir. Doğu’ya artan seyahatlerin de etkisiyle
hareme olan ilgi, Türk mezalimi ve askeri kahramanlıklarının önüne geçer.
‘’Zalim Türk’’ imgesi yerini, ‘’şehvetli Türk’’ imgesine bırakır. Roxolana, haremde
baştan çıkarıcı, Şark despotunu kendi aşk kölesi haline getirebilen, zeki, üst
sınıf Avrupalı fahişelerle anılan bir karaktere dönüşür.
On sekizinci yüzyılın ortasına gelindiğinde Türk
çılgınlığı ‘’turquerie’’ Avrupa’da iyice moda haline gelmiş, Türk
müziği, kıyafetleri, tütünü, şekeri aristokrat salonların ve opera, bale,
tiyatro sahnelerinin ayrılmaz parçası olmuştu. Bu yüzyılın sonunda Roxolana
tamamen temize çıkmış, Aydınlanma Çağı’na özgü kişisel özgürlük ve eşitlik
fikirleriyle Kanuni Sultan Süleyman’ın aklını çelmiş, cinsiyet eşitliği fikrini
ona kabul ettirmiş bir karakter olarak uzun süre Fransız kadın oyuncular
arasında popüler bir rol olmuştu. Joseph Haydn ve Beethoven bile bu portreyi
kullandılar.
Heykelin kaidesindeki bronz kuşlar da eve sembolik dönüşü
simgeliyordu.
|
On dokuzuncu yüzyılın ileri dönemlerinde egzotik
bir öteki oldu, Avrupa’da da Hurrem adı ile anılmaya başlandı. Zeki,
özgür ruhlu, akıllı bir Avrupalı ‘’ Roxolana’’, yirminci yüzyıldaki anlatılarda
cazibeli bir Doğu Avrupalı ya da Asyalı bir güzel olarak romantikleştirilmişti.
Modern çağın başında Sultan ile yapmayı başardığı
evlilik, kadın zekasının ve cazibesinin zaferi olarak algılanıyordu. Birçok
Avrupalı yazar Roxolana’nın kendi ulusundan (Fransız, İtalyan, Leh...) olduğunu
iddia etmişti.
1991’de kurulan ve çokuluslu toplumunu etnik temelde
sağlamlaştırmak isteyen bağımsız devlette, Ukraynalılar için bir
kahraman, Türklere ve Tatarlara karşı Ukrayna halkının koruyucusu, ulusu ve
Ortodoks inancı için fedakarlığın ve sadakatin örneği oldu. Esir alınan yurttaşlarına
yardımcı olan Ukraynalı bir esir kadın hakkındaki destanın kahramanı Roxolana
olarak gösterildi. Destandaki basit köle kadının hikayesi elit bir köle kadının
gerçek hayat hikayesi olarak takdim edildi. Bu epik şiirdeki bir köle kadın ve
Kazaklar arasındaki yardımlaşma örneği Ukraynalıların uyanan ulusal bilinci
için kullanıldı, tarihi bir gerçek olarak kabul gördü. Sultan Süleyman’ın ve
Hurrem’in oğlu II. Selim’in Litvanyalılara karşı sefere çıkmayışı ona
atfedildi. Lehistan kralına yazdığı mektuplar ulusunu korumak istemesinin
kanıtı sayıldı. Roxolana, büyüleyici hikayesi ile 26 bölümlük bir TV dizisiyle
de Ukrayna ulusal kahramanları arasındaki yerini sağlamlaştırdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder