Renklerde kültürel faktörler de önemli. Örneğin
kırmızı Avrupa’da saldırganlık ve cinsellik, Kuzey Afrika ülkelerinde (Fas,
Cezayir, Tunus) ise bayram sembolü. Yeşil hemen hemen bütün kültürlerde ümit
sembolü olarak yer etmiş. Fas, Tunus ve Cezayir’de koyu mavi yas işareti.
Japonya’da yapılan bir araştırma sonucunda en sevilen üç rengin sırasıyla
beyaz, siyah ve kırmızı olduğu anlaşılmış. Çin’de kırmızı şans sembolü. Bahar
mevsiminin başlangıcında Hindistan’da Holi Renklerin Festivali yapılıyor. Tüm
Racastan’da Şubatın Mart ayına döndüğü dolunayda baharın müjdesi karşılanıyor.
O gece, ertesi sabah baharın tüm iyilik ve güzellikleri getireceği düşünülerek
hemen her sokakta ateşler yakılıyor, kışın kara büyüsünü temsil eden şeytan
Holika’yı kovma törenleri yapılıyor. Güneşin ilk ışıklarıyla birlikte
Holi Bayramı başlıyor. İçleri renk renk boyalarla dolup taşan tezgahlar
kuruluyor. Yeni mevsime taze kanı simgeleyen kırmızıya ilgi büyük oluyor. Halk,
rengarenk boyalarla birbirini boyuyor, şifalı olduklarına inandıkları tozları
birbirlerine atıyorlar. Bu festival, hastalıklardan korunma anlamını da
taşıyor. Ayrıca Hindistan’da kadınların kaşlarının arasına koydukları kırmızı
nokta, bindi, dul kadınlar tarafından kullanılmıyor.
Hindistan’da toz
boya satıcısı
|
Bayraklarda seçilen renkler de tabii ki tesadüfi
değil. Her ulus bayrağının rengini kendi kültürel değerlerine göre seçiyor. 18.
yüzyıldan sonra beyaz bayrağın bütün dünyada anlamı aynı.
İdeolojilerin de renkleri var: beyaz, kırmızı,
siyah, kahverengi, mavi...Çevrecilerin yeşili..
Renklerin deyimlerde kullanımına bakarsak Türkler,
İtalyanlar , Almanlar ve Fransızlar "kara kara düşünüyor", bu ruh hali
İngilizcede mavi ile ifade ediliyor, "to be blue", "in the blue". Mavinin
melankolisi blues müziği ile devam ediyor, akşam iş çıkış saati bara
gidişte içki ile buluşuyor, "the blue hour".
Holi Bayramına
katılmak masraflı bir iş değil. Avuç avuç satılan toz boyalar sadece birkaç
rupi.
|
Türk kültüründe beyaz, genç kızlık; siyah
yaşlılık, dulluk; kırmızı gelinliği göstermekteydi. Al bağlama adeti bugün de
Türkmenler’de devam ediyor. Yönlerin renklerle simgelenmesinin bir uzantısı da
savaşlarda atların kullanımı. Hun Hakanı Motun batıya beyaz, doğuya mavi (kır),
kuzeye siyah (yağız), güneye al atlarla saldırıya geçtiği, merkezin sarı
renklerle temsil edildiği yazıtlardan biliniyor. Batı Hunlarına Ak Hunlar
deniyor. Ak, baş renk, asıl yön olarak kabul edilen batı yönünü temsil ediyor.
(Acaba bu yüzden mi hep batıya gittiler ?) Ak, yaşlılık, bilgelik, ululuk ifade
ediyor, ak sakallılar meclisi kararları hürmetle karşılanıyor."Ak soylu" bir
taltif ifadesi. Devletin ululuk, adalet ve güçlülüğün sembolü olarak siyasi bir
anlam da taşıyor. Üst rütbeli subay ve komutanlar beyaz giyiniyor. Selçuklu ve
Osmanlıların ak sancakları var. Selçuklular büyük ordu topladıklarında yeşil,
sarı, kırmızı bayraklar da taşıyorlar. Ak renk meşruluk. Oğuz Destanı’nda
meşru yöneticiye Ak-Han diyorlar. Zorbalık ve hileye dayanan kanun, töre
tanımayanları ise gayrı meşru, Kara-Han diye adlandırıyorlar. Türk Şamanlığında
iyilik ilahı Ülgen’e beyaz kurban kesiyorlar. Türk mitolojisinde yeryüzünde
hayır, bereket ve ışık tanrı Ülgen’e bağlıdır. Türk yaratılış destanlarında
insanlığın ilk atası Ak Ata’dır. Ak, cennet anlamında da kullanılmıştır. Ak
rengin temiz ruhların hoşuna gittiği inancı ile şamanlar külahlarını beyaz kuzu
derisinden yaptırıyor. Ölüm kara renk ile sembolize ediliyor ama şehitlik
durumunda beyaz renk kullanılıyor. Türklerde şehit bayrağı beyaz. Kara çoğu
durumda olumsuz anlam yükleri taşıyor. Altay inançlarında ruhlar ak ( temiz )
ve kara ( habis ) diye ayrılıyor. Yeraltı tanrısı Erlik kara ruh. Ak Demirciler
demiri gökten yere indirip insanlara öğrettiğine inanılan iyi ruhlar, Kara
Demircilerin ise kara ruhların temsilcisi olduğu düşünülüyor. Türkler keşişlere
kara donlu diyor. Kara rengin Türk kültüründe kuzeyi simgelemesi, kuzeyin
karanlıklar ülkesi olarak kabul edilmesi, karanlığı ifade etmesi, ölüm ve matem
rengi olması, uğursuzluk durumlarını ifade için ( kara haber ), ahlak dışı ve
haram durumları ifadede kullanılması hep olumsuzluk algısına örnek teşkil ediyor.
Göktürk Yazıtlarında bey zümresi ak kemik, halk zümresi kara kemik tabir
ediliyor ( ak budun- kara budun ). Türklerin beyaz atı ordu içerisindeki
rütbelileri, sıradan askerlerden ayırmada kullanmaları sonradan Moğollarda da
uygulanıyor. Bu adet Anadolu’da da sürüyor. Fatih İstanbul’a beyaz atı ile
giriyor. Dede Korkut, erkek çocuğu olanlar beyaz, kızı olanlar kızıl, çocuğu
olmayan kara otağda kalıyor, diye anlatıyor. Kutadgu Bilig’de "Ey aslı ak olan
kişi, karaya yakın olma" deniyor. Modern çağda aydınlanma beyaz ( kara cahil
), dini taassup kara ( kara çarşaf ) ile tanımlanıyor. Türk renk dilinin tarih
içerisindeki sürekliliğini ortaya koyan çok sayıda örneğin var olduğu, bunların
kültürel bir özgeçmişe dayanarak üretilmekte olduğu görülmektedir.
![]() |
Herkes sokaklara dökülüp
birbirinin yüzüne toz boya atıyor.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder