Bir süreden beri BEYAZ TÜRKLER tanımlaması sık
kullanılıyor. Doğrusu pek hoşlandığım bir niteleme değil. Ahmet Hakan daha
yaratıcı bir gruplandırma yapıp Türkleri beyaz,yeşil,mor, kara, kırmızı,
mavi, alaca ve kalın Türk olarak sınıflandırmıştı. Bunun üzerine renklerle
ilgili bir yazı yazmaya karar verdim. Neredeyse pişman olacaktım. Aslında her
araştırma konusunda olduğu gibi ucu bucağı gözükmüyordu. Şimdi sizlerle,
yaptığım bu küçük çalışmanın daha da küçük özetini paylaşmaya çalışacağım.
Yararlanılan Kaynaklar
Sanatın Anlamı, Herbert Read, T.
İş Bankası Kültür Yayınları ve The Meaning of Art, Herbert Read, Faber and
Faber,
Mavi, Bir Rengin Tarihi, Michel
Pastoureau, İmge Kitabevi
Resimde Müziğin Etkisi, Nazan
İpşiroğlu, Remzi Kitabevi
Abstract Art, Anna Moszynska,
Thames and Hudson
Konumuz ile ilgili Kandinsky
eserleri Türkçe’ye çevrilmiş, ama baskıları tükenmiş. Sanatta Ruhsallık
Üzerine, Altıkırkbeş Yayınları’ndan, aynı eser Sanatta Manevilik Üzerine adıyla
Haylaz Sanat’tan, Sanatta Zihinsellik Üzerine Hayalbaz’dan çıkmış ama tükenmiş.
Bu yüzden Kandinsky için Concerning the Spiritual in Art , Tate Publishing
,2011 bizim kaynağımız oldu.
Sanat ve Sanatçı Üzerine
Denemeler, Wassily Kandinsky, 1973
The Ancient Art of Color
Theraphy,Linda Clark
İslamvetasavvuf.org
İslamiforum.info
İslamiforum.net
İslamdahayat.com
Sorularlaislamiyet..com
İslamquest.net
Ankara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi, Yrd. Doç. Dr. İhsan Toker, 50:2, 2009, sf 93-112
Türk İnanışları ile Milli
Geleneklerinde Renkler, Reşat Genç, Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara
Colors of Ancient Egypt, Alistair
Boddy-Evans, About.com Guide
Rengin tanımları ve sınıflamaları çağlara ve toplumsal
kodlara, düşünce sistemlerine, duyarlık tarzlarına göre farklılaşıyor. Rengin
kodlarını oluşturan sanatçı ya da bilim adamı değil, toplum oluyor. Renk disiplinlerarası
bir alan.
Mağara resimlerinde ve neolitik çağda kullanılan renkler
kırmızı, siyah, kahverengi ve aşı boyasının (içine karıştırılan demir
hidroksit miktarına göre pas sarısı, kızıl veya koyu esmer renk almış gevrek
kil) tonlarıdır.
![]() |
Fas’ın Fez şehrinde boyama atelyeleri.
|
Dokuma zemin üzerine ilk boyama işlemlerinin MÖ
6000-4000 yılları arasında yapıldığını, diğer renklere göre daha zengin ton ve
parlaklık ayarına izin verdiği için binlerce yıl kumaşın boyanması denilince kırmızıya
boyama anlaşıldığını öğrendim. Kırmızı sözcüğü Batı’da zenginlik, güç,
saygınlık, güzellik, aşk, ölüm, kan, ateş düşüncelerini çağrıştıran sözcükler
için kullanılıyor.
Ortaçağın ortasına kadar baskın renkler kırmızı, siyah ve
beyaz. Kırmızı boyanmış , beyaz boyanmamış ama temiz, siyah boyanmamış ama
kirli dokumayı temsil ediyor. 12. yüzyıl ortası ile 13. yüzyıl ortasında Batı
kültürü üç temel renkli sistemden, mavi,sarı ve yeşilin dahil olduğu altı temel
renkli sisteme geçiyor. Günlük giysileri, deriden ve posttan yapılma bazı
nesneleri maviye boyamak için Keltler ve Germenler çivitotu,
Yakındoğu halkları ise Batı’da yetişmeyen Asya ve Afrika’dan ithal ettikleri,
çivit ağacının yapraklarından elde edilen indigoyu kullanıyor. İndigo
ile boyama ağaççığın yetiştiği yerlerde neolitik çağdan beri biliniyormuş.
İndigo sadece kaliteli kumaşlarda kullanılan pahalı bir ürün ve Hintliler
sıkıştırılmış bloklar halinde ihraç ettikleri bu üründen iyi para kazanıyor.
Resim sanatında mavi renk için Sibirya, Çin, Tibet, İran ve Afganistan’da
yatakları bulunan lapis lazuli ve azurit kullanılıyor. Antikçağ ve ortaçağda
mavi için daha ucuz olan azurit tercih ediliyor. Azurit yatakları ise
Ermenistan, Kıbrıs, Sina Dağı, Almanya ve Bohemya dağlarında bulunuyor.
Mısırlılar antikçağda kum, potas ve bakır karışımı ile yapay mavi pigmentler
elde etmeyi biliyor ve kötü güçleri uzaklaştırdığına inandıkları bu rengi çok
kullanıyorlar. Eski Mısır’da kırmızı kaosun, çölün, tehlikenin, kaos tanrısı
Seth’in rengi. Güneş her akşam çölde battığı için çöl yeraltı dünyasının girişi
olarak kabul edilir ve çöl rengi olan kırmızı ölümle ilişkilendiriliyor. Fakat
hayat veren kan ve ateşten ötürü hayatın ve korunmanın da rengi olarak kabul
ediliyor. Bu yüzden koruyucu muskalarını kırmızı yapıyorlar. Antik
Yunan’da ise kırmızı, siyah, sarı, altın sarısı ve beyaz çok kullanılıyor.
Romalılar maviyi Doğulu, barbar ( Keltlerin ve Germenlerin rengi ) bir renk
olarak görüyor, yas rengidir, resimde az kullanırlar. Mavi, moziklerde
kullanılır. Mozaik de zaten bir Doğu sanatıdır. Roma’da mavi giyinmek kişiyi
küçültür, kadında iffetsizlik, erkekte kadınsılık belirtir, mavi göz fiziksel
bir çirkinliktir. Cumhuriyet dönemi Roma’sında mavi göz ile kızıl ve kıvırcık
saç ile şişmanlık küçültücü özelliklerdir. Antik Yunan ve Roma’ya göre
gökkuşağında mavi yoktur. 12. yüzyılın ortasına kadar Hıristiyan dininde de
mavi neredeyse hiç bulunmaz.
Yahudilik’te mavi, gök ve denizin rengi olduğu
için tanrısallık vasfını simgeler. ‘’ Esvaplarının eteklerine saçak yapsınlar,
saçağın üzerine mavi/lacivert kordon koysunlar. Onu görüp Rabbin emirlerini
hatırlasınlar’’ buyurulmuştur. Dua şalları tallit, bu tarife uyar. Bayrakta da
bu yansıma görülür. Sarı renk ikonografide geleneksel olarak sinagogla
özdeşleştirilir.
![]() |
Beijing' de
Cloisonne Yapım Fabrikasında Kullanılan Boyalar
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder