Menü

TR / EN

17 Mayıs 2013 Cuma

Eski Mısır 6 | Eski Mısır’da Edebiyat/Şiir/Mimari



Edebiyat/Şiir
 
- İbrani ve Yunan edebiyatı Mısır etkisi altında kalmıştır.
- İbranilerin kutsal yazıları üzerinde Mısır’dan gelme inanç, düşünce ve üslup özellikleri çok belirgindir.
- Akhenaton’ un görüş ve anlayışı ile Kitabı Mukaddesin 104’ üncü mezmuru neredeyse aynıdır.
- Bazı araştırmacılara göre, Akhenaton’un sözleri sonradan İbrani ya da Arami dillerine çevrilmiştir; bu sözlerle İncil’deki bazı cümlelerin benzerliği bir raslantı değil, doğrudan doğruya çevirilerin sonucudur.
- Eski Mısır’da yazılı dram ve komedi gelişmemişti. Osiris’in Dramı’nın da yazılı metni yoktur.
- Eski Mısır’da önemli bir tarihçi yetişmemiştir.
- Eleştirmen yoktur.
- Mısır edebiyatının en önemli iki türü, dini şiirler ile sevgi şiirleri, türküleridir.
- Atasözleri, ahlak kuralları ve öğütleri çoktur.
- Her firavun sarayında bir şairin görevli olduğu sanılmaktadır. Bu şiir dilini halk anlamazdı. Halk dili daha sade idi. Akhenaton devrinde klasik dil yerine halk dilinin kullanımı yaygınlaşmıştı. Bu firavunun ölümünden sonra da dildeki tazeleşme yayılarak devam etti. Ama Mısır’ın son birkaç yüzyılında edebi dil yeniden halk tarafından zor anlaşılır hale geldi.
- Mısır şiirinde kafiye neredeyse hiç yoktur.
- Mısır’ın dil ve edebiyat zevkinde de 3000 yıllık bir süreklilik görülmektedir.
- Şiir ve düz yazıda cinaslar, kelime oyunları sık sık kullanılırdı.
- Hiciv ve mizah edebiyatta önemli bir yer tutardı.



Şair Konstantinos Kavafis (1863-1933), İskenderiye’de doğmuş, 1882 yılında İngilizler İskenderiye’yi işgal edince İstanbul’a gelmiş. Teyzesinin Tarabya’da, dedesinin Kadıköy’de evi varmış. Ağabeylerinden biri ile birlikte babasının ayrıldığı Yunan vatandaşlığına girmiş ve 1885 yılında tekrar İskenderiye’ye dönmüş. Bu ayrılışın şiirini paylaşıyoruz:


TARABYA’DAN AYRILIRKEN

Hoşçakal Tarabya, hoşçakalın otelin zevkleri-
Çatlayasıya yenen güzel yemekleri,
Günün yorgunluğunu alan güzel yatakları
Hiç ayrılmak istemediğim o güzelim manzarası-
Zamanı geldi artık bu güzel şeylere
                   Hoşçakalın demenin!
 

Ama karşı taraftaki Kadıköy’ü
Gene de selamlamalıyım çok daha basit ve yoksul:
Ama derler ki iyidir basit olanın yüreği
Oyun olmaz iyiliğin olduğu yerde
Öyleyse gelin dil uzatmayalım gösterişsiz Kadıköy’e
                    Yanlızca selam diyelim!
 
 
Türkçesi : Herkül Milas, Özdemir İnce , Varlık Şiir’den Konstantinos Kavafis Bütün Şiirleri


 

Necip Mahfuz 1988 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü almıştı. 2003 yılında sokakta bıçaklı saldırıya uğrayınca müdavimi olduğu kahvehaneye gitmez olmuş. 2005 yılında 94 yaşında ölmüş. Kahvehane Kahire’de Necip Mahfuz’un yeri olarak biliniyor, turistler mutlaka buraya uğruyor. Duvarda yağlıboya tablosu asılı.
 
 

Mimari

- Mabetler ve asillerin evleri taştan, diğer evler kerpiçten, tahtadan, sazdan yapılırdı.
- Zengin evlerinde mutfak, yıkanma yerleri, havadar oturma odaları, ayrı yatak odaları, ahır, yüksek tavanlar, küçük pencelere bulunur, bazıları iki katlı evlerde otururlar, oturma odalarının duvarlarına resim yaptırırlardı.
- Üç piramit formu vardı: Basamaklı, sürekli yüzlü, ezik görünümlü.
- Piramit temelleri hafif içe eğik yapılarak sağlamlık temin edilirdi.
- Ana piramitin çevresinde aile bireyleri ve saray halkı için başka mezarlar yapılırdı.
- Sadelik, mükemmellik, denge ve yücelik hissi vermek için piramit formunun ideal olduğu düşünülmüştü.
- Firavun gökyüzüne çıkarken, piramitlerin onun çıkışını kolaylaştıracağı düşünülürdü.
- Herbert Read, piramitlerin estetik değerinin tartışılabilir olduğunu söylüyor. Şekillerinin rastlantısal olduğunu, esasında sanatla ilgili olmadığını yazıyor.
- Büyük ehramların hemen hepsi MÖ 4000 – 2200 yılları arasında inşa edilmiştir.
- İlk zamanlarda hakim olan büyük ehram mezarı, sonraları yerini ülkeye hakim uluslara bağlı olarak küçük - yapılara, zarif tapınaklara, ince zevkli  türbelere bıraktı.
- Piramitlerde kare kesitli sütunlar ve arşitravlar vardır.
- Piramitlerde sütunların tavana kadar gittiği bir veya birkaç sütunlu salon (hipostil salon) bulunur.
- Başlık süsüne göre sütunlar: Palmiye tipi (yuvarlak gövde, palmiye başlıklı ), Lotüs tipi (birbirine bağlı saplardan oluşan sütun ve lotüs çiçekli başlık), Papirüs tipi (Nervürlü sütun ve papirüs çiçekli başlıklı), Hathorik Sütun (Tanrıça Hathor’un yüzünü taşıyan başlıklı) olanlar şeklinde sınıflandırılabilir.




Kutsal çiçek lotus sütun başlıklarına da uygulanıyordu.


- Yeni Krallık döneminde yapılan tapınakların girişinde iki kule vardır. Bunların  önünde genellikle dikilitaşlar (obeliskler) ve heykeller bulunurdu.
- Obelisk: Tabanı kare kesitli, uca doğru piramit biçiminde incelen bağımsız sütunlar. Önceleri güneşin ilk ışınlarını toplamak üzere yapılırken sonraları bir kuvvet sembolü ve atalara şükran anıtı olarak yapılmaya başlandılar. Genellikle  Assuan granitlerinden oyulurlar ve tek parça olurlardı. En yükseği 32 m. , kırmızı granitten yapılmıştır ve şimdi Roma’dadır. İstanbul’daki III. Tutmosis dikilitaşı 390 yılında Heliopolis’ten gelmiş ve spinaya konmuştur. Ayrıca Paris, Londra ve New York’ta da Mısır’dan gitme dikilitaşlar vardır.

 


Obelisk, Karnak

- Antik dünyanın yedi harikasından biri olan İskenderiye Feneri (MÖ 297-283), İskenderiye limanındaki Faros Adası’ndaydı. Yüksekliği 110 metre idi. Antik dünyada bir tek Giza’daki Büyük Piramit daha yüksekti.
- Sahte Kapı. Ölü evlerinde kör bir kapı bulunurdu. Mezarın önemine göre boyutları değişirdi. Bu kapıdan büyülerin geçeceği, armağanların ulaşacağı düşünülürdü.




Eski Mısır mimarisinde çok çeşitli sütun başlıkları kullanılmış.
Mısır gezisinde fotoğrafını çektiğimiz sütun tiplerini sizlerle paylaşıyoruz.


Esna’daki 24 sütunlu salondaki kolonların kompozit başlıkları. 18. Sülale dönemi, Ptoleme Krallığı.
Fotoğraf, Gülüm Ilgaz


Medinet Habu’daki II. Ramses Tapınağı


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder